BPH – İyi Huylu Prostat Büyümesi

Prostat bezi (prostat), erkek üreme sisteminin bir organıdır. Yaklaşık bir ceviz büyüklüğündedir ve mesanenin tabanında bulunur. İdrar ve meninin penisten dışarı çıkmasına izin veren ince tüp (üretra) prostat bezinden geçer. Prostat bezinin ürettiği alkali sıvı, spermin beslenmesine yardımcı olur ve üretradan ejakülat (meni) olarak çıkar. Prostat iki ana büyüme atağı geçirir. İlki, ergenlik döneminde testisler tarafından üretilen seks hormonları tarafından desteklenir. Bu, prostatın ortalama 20 gram ağırlığa ulaşmasını sağlar. İkinci büyüme atağı, erkekler otuzlu yaşlarındayken başlar.

55 yaş ve üzeri erkeklerin yaklaşık %25’inde prostat rahatsızlığı vardır. Bu oran 70 yaşına gelindiğinde %50’ye çıkar. Prostat hastalığının erken evrelerinde hiçbir belirti olmayabilir.

Eğer bir erkek iseniz ve 50’li veya 60’lı yaşlardaysanız, prostat bezinizin kontrol edilmesi gerekip gerekmediğini ve gerekiyorsa ne sıklıkla kontrol edilmesi gerektiğini doktorunuzla görüşün. Ailenizde prostat hastalığı öyküsü varsa (veya özel endişeleriniz varsa), prostat kontrollerinin sizin için ne zaman uygun olabileceğini doktorunuzla daha erken görüşün.

Prostat hastalığı türleri

Prostat hastalığının en yaygın üç biçimi iltihap (prostatit), prostatın kanserli olmayan büyümesi (iyi huylu prostat hiperplazisi veya BPH) ve prostat kanseridir.

Prostatın iyi huylu büyümesi (BPH)

İyi huylu prostat hiperplazisi (BPH), erkekler yaşlandıkça daha yaygındır. Yaşamı tehdit edici değildir, ancak yaşam kalitenizi önemli ölçüde etkileyebilir.

Prostat bezinin (üretranın üst kısmını çevreleyen) büyümesi, üretranın daralmasına ve mesanenin tabanına baskı yapmasına neden olur. Bu, idrar akışında tıkanıklığa (obstrüksiyona) yol açabilir.

Prostat hastalığının belirtileri ;
  • idrar yapmada zorluk, örneğin idrar akışını başlatmada sorun
  • zayıf idrar akışı
  • sık idrara çıkma isteği
  • mesanenin tam olarak boşaltılamaması hissi
  • ağrılı idrara çıkma
Prostat hastalığının teşhisi

Prostat hastalığı, çeşitli testler kullanılarak teşhis edilir, bunlar ;

  • fizik muayene
  • PSA için kan testi
  • idrar testleri
  • ultrason taramaları
  • idrar akış çalışmaları
  • üretra ve mesanenizin içine bakmak için sistoskopi
  • prostat biyopsileridir.

Prostat kanseri nedir?

Prostat erkek üreme sisteminde yer alan bir salgı bezidir, mesane ile üretra (idrarı mesaneden vücut dışına taşıyan tübüler yapı) arasında yer alır. Prostat büyük ölçüde kas lifleri ve salgı bezlerinden oluşmuştur. Prostatın başlıca fonksiyonu spermleri iletmek üzere sperme sıvı üretmektir.

Erkeklerde kaç yaşında görülür?

Prostat kanseri, erkeklerde en çok teşhis edilen malign ( kötü huylu) tümördür. Genellikle yaşlı erkeklerin hastalığı olarak tanımlanır. Tanı alan hastaların %90’ından fazlası 60 yaş üzeri erkeklerdir. Günümüzde erken teşhis yöntemlerinin gelişmesiyle tanı yaşı 60 yaş civarına kadar inmiştir. Kanserin kendisine özgü belirtisi olmadığından sinsi bir hastalık olduğu ifade edilir. Yaş arttıkça kanser görülme ihtimali artar.

Ailesinde prostat kanseri olan erkekler nelere dikkat etmelidir?

Prostat kanserine yakalanan hastaların birinci derece yakınlarının, toplumdaki diğer bireylere kıyasla prostat kanserine daha sık yakalandığı bildirilmiştir. Örnek vermek gerekirse; babası veya erkek kardeşi hasta olan bir erkeğin hasta olma riski 2-3 kat artmaktadır. Genetik yatkınlıktan ötürü normalde 50 yaşından sonra önerdiğimiz PSA kontrolü ve makattan prostat muayenesinin, yakınlarında prostat kanseri olan kişilere daha erken yaşlarda (40 yaşından itibaren) yaptırması önerilir. Ayrıca bireylerin prostat kanserine sebep olduğu düşünülen bazı risk faktörlerinden uzak durması gerekir.

Prostat kanserinin bulguları ve risk faktörleri nelerdir?

Birçok kanser tipinde olduğu gibi erken evre prostat kanserinin tipik belirtileri yoktur. Erken dönemde genellikle bulgu vermeden seyreder. Genellikle iyi huylu prostat büyümesi ile birlikte olduğu için idrar yapmada zorlanma, damlama şeklinde idrar yapma, kesik kesik işeme gibi problemler görülür. Geç dönemde ise bulgular belirgindir. Halsizlik, kemik ağrısı, kilo kaybı gibi problemler görülebilir.

Prostat kanseri oluşumuna katkıda bulunan risk faktörleri şu şekilde sıralanabilir; ileri yaş, ırk, ailesel yatkınlık, diyet (Akdeniz diyeti ve sebze ağırlıklı beslenmede daha az prostat kanseri görülür), sigara, obezite. Dengeli beslenen, bol sebze yiyen, düzenli spor yapan, aşırı kilosu olmayan ve sigara içmeyenlerde prostat kanseri daha az görülür.

Prostat kanseri teşhisi nasıl konur?

Prostat kanserinin erken dönemde tipik bulguları olmamasından dolayı düzenli kontroller önem teşkil eder.  Prostat kanseri tanısı, kontroller esnasında PSA yüksekliği veya makat muayenesinde anormal muayene bulgularına göre yapılan prostat biyopsisi sonucunda ortaya konur. Alınan biyopsideki tümörün yaygınlığı ve derecesi ile hastanın PSA seviyesi yapılacak tedavinin kararlaştırılmasında önem arz eder.

Prostat kanseri nasıl tedavi edilir?

Çeşitli faktörler tedavi seçimini etkilemektedir. Bunlardan başlıcalarını saymak gerekirse; hastanın yaşı, genel sağlık durumu, kanserin özellikleri (PSA düzeyi, evresi, gleason skoru, biyopsi bulguları) sayılabilir. Bazı kanserler çok yavaş ilerlediğinden tedavi gerekmez, fakat bazıları hızla yayılıp kansere bağlı ölüme sebep olabilir. Bu nedenle erken teşhiste PSA taraması yapılması hayati önem taşır.

Prostat kanserinin durumuna göre birden fazla tedavi seçeneği mevcuttur. Günümüzde prostat kanseri tedavisinde tedavi seçenekleri; hastaya bekle gör, aktif izlem, radikal prostatektomi (tümör prostat kapsülü içinde sınırlı ise tedavisi için radikal cerrahi müdahale), radyoterapi (ışın tedavisi), hormonal tedavi ve kemoterapi olarak sayılabilir.